Antik Yunan mitolojisinin önemli karakterlerinden olan Medusa'ya biraz yakından bakalım. Yani sözün gelişi tabi. Yoksa biliyorsunuz, Medusa kendisi ile göz göze geldiğinizde sizi taşa çevirmesi ile ünlü bir hanımefendi. Bir nevi "Taş gibi hatun" deyiminin türevi/tersi yani...
Yazıda önce mitolojinin büyülü dünyasında kalıp Medusa'ya dair anlatılardan söz edeceğim ancak sonlara doğru bu büyüleri Robert Graves'ten yararlanarak bozup Medusa figürünün nereden türemiş olabileceğine dair yorumlara yer vereceğim.
Kırmızı figürlü bir Attika seramiklerinde resimlerinde Medusa portreleri. MÖ 6. ve 5. yüzyıllar. (www.theoi.com)
Gördüğünüz gibi saçlar yılan, gözler ayrık, dişler vahşi hayvan dişi dil de yarım metre dışarda. Medusa için bu yüz kompozisyonu çok sıklıkla kullanılır. Gözlerin ayrık, dilin dışarda olması bana bazı ilkel toplumlarda ritüel danslar yapanların karşıdakini korkutmak için büründüğü yüz ifadelerini hatırlatıyor. Bakınız Haka dansı yapan adamlar:
İlkel toplumlarda karşındakini korkutmak için gözleri ayırmak, dili dışarı çıkarmak gibi mimiklerle bu Medusa başları arasındaki benzerlik çarpıcı... Belki Medusa başı çok eski dönemlerde antik Yunanlıların uzak atalarındaki benzer tören danslarındaki mimikleri veya aşağıda değinileceği gibi maskları miras almıştır...
Aslında Medusa mitolojide çok ön plandaki bir karakter değil ama iki nedenle sık rastlıyoruz ona. Birincisi korku duygusunu en çok uyandıran karakterlerden biri olması. Şüphesiz bunda yılan saçları, domuz dişleri ve ayrık gözlerinin de etkisi büyük. İkincisi ise bununla bağlantılı olarak Yunan geleneğindeki mezarlarda ve yapılarında rölyef olarak sıklıkla işlenen bir figür olması. Özellikle mezarlarda çok rastlarız Medusa figürlerine. Bunun nedenlerine ileride değineceğiz ama önce kimdir bu Medusa, neden saçları yılandandır ve baktığını taşa çevirir, bunlardan bahsedelim. (Aşağıdaki bilgileri derlerken çoğunlukla www.theoi.com sitesinden yararlandım)
Medusa aslında "Gorgonlar" olarak anılan 3 kız kardeşten birisi. Diğer kardeşlerinin adı Sthenno ve Euryale. Bu iki kardeş ölümsüzken bizim Medusa ölümlü ne yazık ki...
Bilindiği gibi Medusa çirkinliği ile ünlü bir karakter. Şimdi tabi güzellik/çirkinlik çok subjektif bir alan olduğu için onun yerine "ürkütücü" demek daha doğru belki. Aslında doğuştan olmayan bu ürkütücü görünüşünün nedeni 3 farklı şekilde anlatılır.
Kimi anlatıcılar Medusa'nın doğrudan canavar olarak yaratıldığını aktarır. Bazıları ise güzellikte Athena ile yarışmaya cüret ettiği için ya da Athena'dan daha güzel olduğunu iddia ettiği için tanrıça tarafından lanetlendiğini aktarır.
Erken klasik şiirlere göre ise oldukça dramatik bir hikayesi vardır Medusa'nın. Aslında çok güzel bir kız olan Medusa yine uçkurunun peşinde koşan bir tanrının, Poseidon'un kurbanı olur. Poseidon Medusa ile, Athena'ya adanmış bir tapınakta birlikte olduğu için çok sinirlenen Athena Medusa'yı lanetleyerek çirkin bir canavara dönüştürülür. Burada yine ataerkil toplum yapısının davranış modelini görüyoruz. Niçin asıl suçlu Poseidon cezalandırılmaz da zaten tecavüze uğrayan Medusa cezalandırılır? Gerçi bugün bazı toplumlarda hala tecavüz mağdurunun -kimi zaman somut olarak kimi zamansa toplumdan dışlanarak/ayıplanarak- cezalandırıldığını hatırladığımızda pek de yabancı gelmiyor bu kurgu.
Neyse... Athena'nın lanetinden sonra yılan saçlı (yılan Athena'nın hayvanıdır) korkunç ve taş eden bakışlı bir canavara dönüşen Medusa ölümsüz kız kardeşleri ile birlikte uzak diyarlarda yaşamaktadır. Buradan sonra Medusa anlatısına Perseus'u dahil etmek gerekir. Gerçi mitolojide ana karakter kahraman Perseus'tur ve onun maceralarından biridir Medusa ama biz tersinden gidiyoruz. Yine de kısaca Perseus'u tanımakta yarar var.
Bir seramik üzerinde Peresus-Medusa mitinin görselleştirilmesi. Siyah figürlü Attika seramiği MÖ 525-475 civarı (www.theoi.com).
Erken dönemli bir tapınak üzerindeki metop kabartmasında Perseus'un Medusa'nın kafasını kesişi (www.theoi.com). Figürler, duruşlar, ifadeler Arkaik Yunan heykelinin klasik özelliklerini gösteriyor. Medusa'nın kucağında gibi duran ve mite göre onun kanından doğan Pegasus'a dikkat...
İşte bu çok acayip bir örnek (www.theoi.com). Gittikçe geriye gidiyoruz. Çok erken tarihli (MÖ 795'ler) bu kabartmada Medusa alt tarafı hayvan, üst tarafı kadın şeklinde bir yaratık (dişi kentaur) olarak temsil ediliyor. Perseus da yüzüne bakmadan kafasını kesiyor. Figürlerde bariz bir Mısır ve Mezopotamya etkisi var.
Perseus kendisine bir kral (Polydektes) tarafından Medusa'nın kesik kafasını getirmek gibi o dönem için imkansız sayılabilen bir görev verilen kahraman. Mitolojide genelde ortadan kaldırılmak istenen figürlere böyle görevler verilir onlarsa genelde tanrı(ça)ların gözdesidirler ve onların yardımı ile bu görevleri başarıyla yerine getirirler. Herakles, Theseus, Perseus vs... Standart kahraman hikayesi yani. Neyse, çok detayına girmeyelim Perseus mitinin, başka yazıda gireriz o konuya. Dediğim gibi Perseus Medusa'nın kesik başını getirme görevini alınca tabii ki gözdesi olduğu Athena'nın yardımı ile başlar işe. Önce Hermes'ten Medusa'nın başını kesebilecek bir orak, hızla kaçmasını sağlayacak kanatlı sandallar (sandalet yani), sihirli pelerinler vs... daha sonra Gorgonların yaşadığı yeri bulmak için tüyolar alınır ve kimi versiyonlarda Athena'nın tuttuğu, kimisinde Perseusa önceden vermiş olduğu ayna veya parlak kalkandan yansıyan görüntüsüne bakarak -zira onunla gözgöze gelmek taş kesilerek ölmek demektir- kafası kesilir. Bu esnada yere saçılan kanlardan iki önemli mitolojik figür Kanatlı At Pegasus ve Khrysaor ortaya çıkar. Yani aslında ünlü olan Pegasus, Khrysaor'u ben de ilk defa duydum.
Neyse, kafa getirilip krala teslim edilir. Sonra kafanın ne yapıldığına dair çeşitli iddialar var, Graves kafanın Argos kentindeki pazar yerine yani Agora'ya gömüldüğüne dair anlatılar var diyor. Kazıp bakmak lazım... :)
Perseus Medusa'nın kafasını kesiyor. Kırmızı figürlü Attika vazosu, MÖ 450-440 civarı (www.theoi.com).
Burada kanatlı olarak gösterilen Medusa'nın kafasını keserken Perseus Athena'ya bakıyor. Herhalde mitte anlatıldığı şekliyle Athena'nın verdiği kalkana bakması böyle sembolize edilmiş. Kendisini görünmez yapan özel başlığı başında, hızlı olmasını sağlayan kanatlı sandallar ayağında. İlginç bir şekilde Medusa korkunç bir canavar olarak değil uyuyan güzel bir kadın olarak resmedilmiş...
Perseus Medusa'nın kafasını kesmiş, heybesine koymuş kaçıyor. MÖ 460 civarı (www.theoi.com).
Arkadan koşturan da Athena... Eteğini tutuşuna bakar mısınız. Kıyafeti yerdeki kanlara değmesin de kirlenmesin diye kaldırıyor eteğini... :)
Şimdi tüm bu anlatının gerçeklikle ne tür bağları olabileceğine dair yorum ve spekülasyonlara bakalım. Dediğim gibi burada büyük oranda Robert Graves'in Yunan Mitleri isimli kapsamlı eserinden yararlandım ama arada benim spekülasyonlarım da var.
Yunan mitolojisini iki açıdan değerlendirebiliriz. Birincisi tamamen hayal dünyasında üretilen, sabit ve kuşaktan kuşağa aktarılan anlatılar -ki bu düşünce popüler kültürde yaygınken daha "akademik" diyebileceğimiz dünyada pek kabul görmez- ikincisi ise tarihini çoğu zaman tam olarak belirleyemediğimiz uzak geçmişte yaşanan olaylar kuşaktan kuşağa sözel olarak anlatılırken zamanla değişen, dinamik, yazıya aktarılıncaya kadar bir çok versiyonunun oluştuğu anlatılar olduklarıdır. Çok basit örnekler verecek olursak bazı yorumculara göre mitolojide sık rastladığımız "Zeus'un çapkınlıkları" motifi, yani Zeus'un çeşitli coğrafyalardaki ilişkileri ve onlardan doğan çocukları motifi çok eski zamanlarda Yunan kültürünün farklı coğrafyalara yayılması ile ilişkilendirilir. Yani yine basitleştirecek olursak Zeus'un x coğrafyadaki kaçamağı ve orada bir kadınla girdiği ilişki ve ondan doğan çocuklar anlatısı Yunan kültürünün kimi zaman savaş kimi zamansa barışçıl yollarla x coğrafyasına yayılması ve orada belki bir hanedan değişikliği ile "Zeus'un oğlu" bir kralın yeni bir hanedan kurmasının kuşaktan kuşağa anlatılırken evrilmiş halidir.
Peki Medusa ile bu bakış açısı nasıl kesişir?
Yunan mitolojisinde canavarlar genelde "öteki"ni temsil ederler. Yani bilinmeyen, yeni karşılaşılan halklar Yunanlar için her zaman "sorun"dur. Tabi çok eski zamanlardan, MÖ 2. bin yıldan bahsediyorum. Ancak klasik dönemde MÖ 5. yüzyılda bile bu yaklaşım devam eder. Yunanlar yabancılara yani Yunanca konuşmayanlara "Barbar" derler ve pek sıcak bakmazlar onlara. Barbar sözcüğü de Yunanca olmayan dilleri bi nevi aşağılamak için türetilmiş bir terimdir. Yani onlar kaba-saba "barbarbar..." diye konuşurlar gibisinden bir terimdir. Neyse, toparlayacak olursak Yunan dünyası için yabancılar uygar olmayan barbarlardır, daha geçmişe gittiğimizde de korkulan insanlardır. Hatta insandan başka bir şey "canavar"dır onlar. Dolayısıyla bir çok kahraman çeşitli coğrafyalardaki bu "canavarlar"la savaşıp onları alt eder. Yani aslında Yunanlılar çeşitli coğrafyalarda karşılaştıkları "öteki"leri askeri veya kültürel olarak işgal ederler. İşte mitolojideki bu canavar öldürme motifi de yabancı bir kralı ya da önemli figürü öldürme, ele geçirmenin kuşaklar boyunca sözel olarak anlatıla anlatıla mite dönüşmesidir.
Evet, buradan sonra Graves'e dönelim ve Medusa mitinin bu yönde okunuşuna bakalım. Graves diyor ki:
Aslında Medusa'nın bu ürkütücü yüzü Yunanlıların ele geçirdiği bazı kabilelerin dini törenlerinde Ay Tanrıçasının rahibelerinin taktığı bir masktı. Gerçekten de yüzün ifadesi bir maskı anımsatıyor. Yunanlılar bu kavimleri işgal ettiğinde rahibelerin bu maskı takmalarını yasakladı hatta maskı onlardan aldılar. İşte alın size hikayeyi Medusa'nın kafasının kesilmesine götürecek bir başlangıç.
Ya da başka bir yoruma göre Perseus -ya da bir Yunan koloni lideri belki- Libya topraklarına varıp oradaki bir anaerkil bir kabilenin kadın liderini savaşta yenerek kafasını keser ve bu olay evrile çevrile Medusa mitine dönüşür...
Perseus, Medusa'nın kafası ve Athena. MÖ 400-385 civarı (www.theoi.com).
Yerde duran kalkanda kafanın ters yansıması ve Perseus'un doğrudan kafaya değil oraya bakışı...
Evet, gelelim Medusa figürüne neden sık sık mezarlarda rastladığımıza... Mezar soygunculuğu tarihin her döneminde yaygındır biliyorsunuz. Eski dönemlerde bir çok kültürde ölüler kimi zaman önemli/değerli eşyalarla birlikte gömülebiliyordu ve tabi bu eşyalar da her dönem hırsızların ilgisini çekmiştir. Mezarların bozulmaması, yağmalanmaması dolayısıyla önemli bir mesele idi. Her mezarın başına bir bekçi dikemeyeceğinize göre burada da biraz sembolizme baş vurup mezarın rahatsız edilmesi durumunda kişilerin lanetleneceğini yani çaldıklarının hayrını göremeyecekleri ifade edilmeliydi. Kimi zaman yazıyla bu belirtilir ancak eski toplumlarda bir de özellikle hırsız kesiminde çok fazla okur yazarlık olmadığı için bu "lanetlenirsiniz" ifadesini görsel olarak belirtmek gerekiyordu. Eh bunun için de insanı taş eden Medusa'dan daha uygun bir figür yoktur belki de. Dolayısıyla mezarların üstündeki Medusa motifinin anlamı "Bu mezarı rahatsız eden lanetlensin, taş olsun" idi. Doğrusu işe yaradığından pek emin değilim...
Amasya Müzesi'ndeki bir lahitte Medusa motifleri (https://www.dailysabah.com/life/history/cursed-medusa-embossed-sarcophagus-on-display-at-amasya-museum).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder