24 Aralık 2017 Pazar

Marsyas'ın İbretlik Hikayesi ve Sanattaki Yansımaları


Marsyas'ın ibretlik hikayesi arasıra aklıma gelir. Özellikle de çeşitli müzelerde Marsyas'ın heykellerine rastladığımda. Anadolu'nun bir çok müzesinde Marsyas heykellerinin bulunmasının nedeni de mitin bu topraklarda geçmesi. Hem bu, hem de dallanıp budaklanırken etraftaki bir çok coğrafi gerçekliğe bağlanması da herhalde onu benim için özel yapan diğer özellikleri. Ancak ne yazık ki bu mit çoğu kaynakta yanlış ya da eksik aktarılıyor. Oturup şu miti çeşitli kaynaklardan bir derleyeyim dedim ve ortaya aşağıdaki metin çıktı. 

Anadolu'daki müzelerden bir kaç Marsyas heykeli:
1: Manisa, 2: Aydın, 3-4: Antalya Arkeoloji Müzesi
Nedense bu heykellerde Marsyas satirlerin karakteristiği olan belden aşağıları keçi olarak biçimlendirilmemiş. 1. ve 2. heykellerde ağaca bağlanmış Marsyas derisinin soyulmasını beklerken tasvir edilmiş. 3. ve 4. heykellerde ise doğrudan öykünün anlatıldığına dair bir ipucu yok. 3. heykelin yanındaki pan flüt şüphesiz mite bir gönderme yapıyor ama son heykel oldukça hareketli ve dramatik yüz ifadesine sahip olsa da mitle ilişki kurulabilecek bir ipucu barındırmıyor.

1 Kasım 2017 Çarşamba

Belevi Mezar Anıtı


Yaşamın zenginliği birşeylerin farkına varmakla ilgili çoğu zaman. Bir arının her akşamüstü bir çiçeğe geldiğini fark ettiğinizde yaşamınıza dair bir şeyler değişiyor. Ya da her gün önünden geçtiğiniz bir yapının bir İmparator bir kente geldiğinde sadece bir kere altından geçmesi için yapıldığını öğrendiğinizde.  
Belevi Mezar Anıtı'nın yeri

2 Eylül 2017 Cumartesi

Keçi Kalesi

Bugün, Efes'e, Kuşadası'na ya da daha güneydeki Antik kentlere giderken hep yanından geçtiğim, yolunu, izini bir türlü öğrenemediğim Keçi Kalesi'ne çıktım. Baştan söyleyeyim, yok arkadaşlar, isminin somut olarak keçilerle ilgisi yok, bence adını buraya çıkmak için keçi gibi inatçı olmak gerektiğinden almış.

Kaleyle ilgili bilgi bulmak pek kolay değil. Aşağıda adresini verdiğim blogta derli toplu bilgiler mevcut ancak kaynak belirtilmediği için doğruluğundan emin olmak mümkün değil.

10 Ağustos 2017 Perşembe

AIGAI Gezi Fotoğrafları


Aigai İzmir'in kuzeyinde, Aliağa'nın iç taraflarında bir Aiol kenti. Aiol kentleri birazcık İyon kentlerinin gölgesinde kalmış, sanki biraz daha mütevazi kentler. Hatta biraz da ensesine vur, ekmeğini al durumları da var. İzmir, yani Antik Smyrna böyle bir "ensesine vur" katakullisi ile Aiol kentlerinden alınıp İyon kentlerine katılıyor. Neyse uzun hikaye... Daha önce gezdiğim Temnos'un feci hali de biraz bunu destekliyor. ( http://arkeogezi.blogspot.com.tr/2014/05/temnos-unutulan-bir-aiol-kenti.html ) Ama Aigai biraz farklı. Zamanında hiç de fena bir kent değilmiş gibi...

Sahilden, Çanakkale yolundan kuzeye doğru giderken Aliağa'yı geçtikten sonra Şakran'a girmeden hemen sağa, cezaevine doğru giden yola sapıyorsunuz. Yol gittikçe daralarak ve bir kaç köy gezerek Yuntdağköseler Köyü'ne varıyor. Buradan daha da daralan bir yolu takip ederek Aigai'ye varıyorsunuz. Ulaşımı biraz meşakkatli olsa da günümüze oldukça iyi durumda kalmış bir kent dokusuna sahip, gezmekten her zaman keyif aldığım bir Antik kent Aigai.

8 Ocak 2017 Pazar

Athena'nın Atina'sı

Uzun zamandır yoğunluktan, koşuşturmadan Antik kent gezisi yapamıyordum. Bari bunun acısını şöyle kallavi bir Antik kentle çıkarayım dedim ve geçenlerde haftasonluğuna Atina'ya gidip hızlıca bir kent turu attım. Aşağıda bu turdan aklımda kalanlar var.

Atina şüphesiz Antik dünyanın en önemli kentlerinden birisi. Özellikle MÖ 5. yüzyılda altın çağını yaşamış, tiranlıktan en radikal demokrasiye kadar bir çok yönetim biçiminin yaşandığı, günümüz dünyasının felsefe, sanat, siyaset, mimarlık ve daha bir çok alanda çok şey borçlu olduğu bir uygarlığın köşetaşlarından biri. Herkesin -özellikle üniversite öğrencilerinin- bir kaç ay Yunan uygarlığı hakkında bir şeyler okuyup ardından gezmesi gereken bir yer. Böyle söyleyince biraz garip oluyor, kendimi çok snob hissettim ama artık çok ucuza ulaşım ve konaklama ayarlanabiliyor. Çağdaş dünyayı anlayabilmek için kökenlerini ve şimdiki atmosferini bilmek gerekiyor. Bu kökenler büyük oranda Anadolu, Yunanistan ve İtalya'da.