2 Ağustos 2020 Pazar

Fıstık

Bu yazıda diğerlerinden farklı olarak çok fazla mimarlık, tarih veya arkeoloji ile ilgili olmayan bir konudan bahsedeceğim. Fıstık, ya da daha spesifik olarak Antep Fıstığı. Başta biraz genel bilgiler verdikten sonra sizlere bir fıstık ağası olarak kendi deneyimlerimi anlatacağım. İlk kısım biraz sıkıcı ama sabredin, son kısımda goygoya doyacaksınız.

Önce şu “Çam”, “Şam”, “Antep” meselelerini açıklığa kavuşturarak başlayayım. Genelde karşılaştığımız 2 ana tür fıstık var arkadaşlar, birincisi bu yazıyla hiç alakası olmayan ÇAM FISTIĞI ve adından da anlaşılabileceği gibi çam ağacının bir türünden toplanıyor. Emin değilim ama sanırım güney ve batı Anadolu’da üretiliyor ve tek başına nadiren tüketiliyor, genelde yemeklere konuyor.

Gelelim diğer türe. Bu türün genel ismi fıstık ve üretildiği yere göre karakteristik olarak farklılaşabiliyor, farklı isimler alabiliyor. Siirt ve civarında üretilene SİİRT FISTIĞI, İran tarafında üretilene İRAN FISTIĞI deniyor. Siirt ve İran fıstıkları Antep fıstığına göre daha iri oluyor. Bir de ŞAM FISTIĞI meselesi var. Buna mesele diyorum çünkü Şam’da büyük olasılıkla fıstık üretilmiyor (bunu araştırmam lazım). Bazıları alakasız olarak ÇAM FISTIĞI’nı bozup ŞAM FISTIĞI diyor sanırım ve bunun olayla ilgisi yok. Şam fıstığı demeyin arkadaşlar. Yok öyle bir şey. Yani galiba yok. En azından Türkiye’de yok. Güzelim Antepimin fıstığına Şam fıstığı diyince millet valla bozuluyorum.