22 Kasım 2018 Perşembe

Colosseum - Yani Aslında Adı O değil Ama Neyse...

Tarihte adını yanlış bildiğimiz ya da bambaşka bir şeyi belirten bir sözcüğün zamanla adı haline geldiği en önemli yapılardan biri Colosseum'dur muhtemelen. Colosseum metinlerde bazen bu haliyle, bazense Türkçeleştirilerek Kolezyum olarak anılıyor. Bu yazıda da Kolezyum demeyi tercih edecektim ama bazen özgün halini kullanmak daha doğru geldi, onun için bazen Colosseum bazense Kolezyum dedim.

Kestirmeden söyleyelim, Colosseum olarak bildiğimiz yapı aslında Flavian Amfitiyatrosu... Roma döneminde yapının özgün adı "Amphitheatrum Flavium" idi. Colosseum ise, günümüze ulaşamamış bambaşka bir eserin adı.

Önce "Flavian" kısmından değil de "amfitiyatro" kısmından başlayalım. Günümüzde "anfi", "amfi", "anfitiyatro", "amfitiyatro" sözcükleri karmakarışık bir biçimde kullanılır. Bu işin tarihsel kökenine bakarak doğrusunu bulmaya çalışalım.


TİYATRO: Tiyatro sözcüğü, Eski Yunanca "theatron" sözcüğünden gelir. Bu sözcük de, sözlük anlamıyla "görüyorum, izliyorum" anlamına gelen "theaomai" sözcüğünden türemiştir (Guerrini, 2017). Ortaya çıkışı, Dyonisos tapımıyla ilişkisi başka bir yazıya konu olacak kadar derin. Şununla yetinelim, Antik Yunan ve Romada tiyatro bugünkünden biraz daha farklı anlam ve teknikte idi. Mimari olarak da, Yunanlıların meyilli bir yüzeyde inşa ettikleri, daha sonra Romalıların kemer, tonoz gibi eğrisel yapı elemanlarını ustalıkla kullanmaya başlamasıyla meyilli yüzeyle sınırlı kalmadan istedikleri yere yapabildikleri, oturma alanı (cavea), sahne (skene) ve orkestra denilen, tam veya yarım daire alandan oluşan yapılardır Antik tiyatrolar. Antik dönemde her kentte 1 tiyatro, hatta Laodikeia gibi zengin kentlerde birden fazla tiyatro bulunurdu. En yakınımızdaki Ephesos Tiyatrosu, Pergamon Tiyatrosu vs... bu türün önemli örnekleridir. 

Solda: Epidauros Tiyatrosu, Sağda: Tiyatroyu oluşturan alanların isimlendirilmesi
AMPHİ: Yunanca amphi (αμφι) ya da dilimize geçmiş haliyle amfi/anfi aslında sözcük anlamı olarak "çift", "iki yanda da yer alan" anlamına gelir. Yani ne mimariyle ne de tiyatro ile doğrudan bir ilgisi yok. Biz neden bazı oturma alanlarına amfi/anfi deriz onu bilmiyorum işte. Sözcüğün doğrusu da sanırım Yunancasını baz alırsak, "amfi".

AMFİTİYATRO: Yukarıdaki iki sözcüğü toplarsanız bu çıkıyor. Yani her iki tarafa da yarım daire tiyatro koyarsanız, ya da bir tiyatroya tam sahneden geçen bir eksene göre simetriğini eklerseniz elde edeceğiniz yapı bir "çiftetiyatro", daha doğrusu amfitiyatrodur.
Amfitiyatro
Evet, tiyatro, anfi, amfi, amfitiyatro meselesini çözdükten sonra şimdi konumuza dönelim, Colosseum ya da Türkçeleştirdiğimiz haliyle Kolezyum nedir?

Colosseum aslında aklımıza ilk gelen yapı değil. Latince "colosus" dev anlamına geliyor ve Colosseum, devasa boyutlardaki İmparator Neron'un heykeline halkın verdiği isim. Bu heykel günümüzde mevcut değil. Büyük olasılıkla MS 40 yılı civarında yıkıldığı ve günümüzde aynı alandaki bazı beton blokların bu heykelin kaidesinin temellerine ait olduğu düşünülüyor.

Colosseum ve solunda asıl Colosseum, yani İmparator Neron'un devasa heykeli (maket).

Alanın 1895'ler civarındaki fotoğrafı. Colosseum'un solunda heykelin kaidesinin izleri görünüyor.
Kolezyumun yapımına, Vespasianus tarafından MS 72 yılında başlandı ve MS 80 yılında Titus döneminde tamamlandı. Daha sonraki imparator Domitian tarafından da bazı değişiklikler yapıldı. Kolezyumda gladyatör müsabakaları, hayvan avları, suçluların infazları, mitolojik anlatıların ve hatta önemli deniz savaşlarının canlandırılması gibi bir çok farklı etkinlik düzenleniyordu. Deniz savaşları için arena belli bir yüksekliğe kadar su doldurulabiliyordu.  

Bu üç imparator da Flavius ailesinden ya da başka deyişle hanedanından geliyordu. Roma'da imparatorluk döneminde böyle, birbirinin yerini alan hanedanlıklar vardı. İşte MS 69-96 yılları arası hüküm süren 3 imparator olan Vespasianus, Titus ve Domitian da bu aileye mensuptu. Vespasianus'un başlayıp Titus'un bitirdiği bu yapı da imparatorların aile adıyla adlandırılmıştı: Flavian Amfitiyatrosu.

Ne var ki belki uzunluğundan belki de başka nedenlerden yapı zamanla Colosseum / Kolezyum olarak anılageldi.  
Vespasianus'tan önceki imparator Neron'un
30 metre yükseklliğindeki bronzdan heykeli (web1).


Son olarak yine bu tür yapılar için sıklıkla kullanılan "arena" sözcüğünden bahsedelim. Arena aslında Latince "kum" demek. Ya da biraz daha genişletirsek kumluk, kum serilmiş alan demek. Antik Yunan'da olmayan arenalar ya da amphitiyatrolar Roma döneminde ortaya çıkmış, çeşitli kanlı/kansız gösterilerin yapıldığı mekanlar olarak kullanılmıştır.

Hep şu kıyaslamayı sevmişimdir: Roma, Antik Yunan'daki tiyatro gibi dini-sanatsal-kültürel-eğitsel bir işlev ve onun mekanını alıp, arena denen sadece halkı eğlendirmek ya da meşgul etmek için çoğu zaman kanlı gösterilerin yapıldığı bir mekana dönüştürmüştür. Bu aslında Yunan ve Roma uygarlığı arasındaki fark hakkında çok şey söyler.

Bunu günümüzde bir çok spor alanının adının arenaya dönüştürülmesi ile birlikte düşünürsek aslında günümüz toplumu ve sporla, özellikle futbolla ilişkisi konusunda da bir çok ipucu bulabiliriz.

Adıyla bu kadar oyalandıktan sonra her yıl 6 milyondan fazla turistin gezdiği bu yapının kendisi ile ilgili bilgilere geçelim.

Coloseum Roma Forumunun doğu kısmında bulunmaktadır. Forumlar Roma kentlerinin merkezi, ticaret, alışveriş ve yönetim işlevlerinin yoğunlaştığı bölgelerdir. Tabi Roma, başkent olduğu için forumu diğer kentlerdekinden daha gösterişli ve çoğunlukla yönetsel ve dini yapılarla donanmıştı. Neredeyse her imparator bu forum alanında büyük ölçekli inşaatlara girişmiş, devasa tapınaklar, yapılar yaptırmıştı.


Colosseum’un olduğu yerde öncesinde İmparator Neron’un kendisi için yaptırdığı Altın Ev, Domus Aurea vardı. Tabi bu bahçeleriyle, gölüyle devasa bir alana yayılan bir saraydı. Pek sevilmeyen bir imparator olan Neron öldükten sonra sarayı da büyük oranda yok edilip ve yapay gölün olduğu yere de colosseum inşa edilmişti. Tabi Vespassianus’un bu kararı tesadüfi değildi. Sevilmeyen ve hiç de hoş olmayan olaylarla anılan Neron’un kentin merkezinde kendi sarayına ayırdığı alanı tekrar halka, halkın eğlencesine tahsis ederek onların gözünde sevgi ve itibar kazanmayı hedefliyordu ki bunu da başarmıştı. Zira Caligula, Neron gibi psikopat ve son derece kötü anılan imparatorlardan sonra Glavius hanedanının imparatorları çok sevilen imparatorlar olmuştur.


Kolezyum, imparatorluktaki tek amfitiyatro değildi. Bir çok Roma kentinde amfitiyatrolar yapılmıştı ama nedense Anadolu'daki Roma kentlerinde amfitiyatrolara rastlanmaz. Ancak bu Roma döneminde gladyatör dövüşleri veya benzeri gösteriler yapılmadığı anlamına gelmaz. Rom döneminde Anadolu'daki bir çok kentteki tiyatrolarda ve stadiumlarda gladyatör gösterileri ve daha kanlı gösteriler düzenlenmekteydi.

Colosseum'un güzel bir kesit-perspektifi
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yapının inşaatına MS 72 yılında İmparator Vespasianus zamanında başlanmış ve MS 80 yılında İmparator Titus zamanında tamamlanmış, ardından gelen hanedanın son imparatoru Domitian da yapıda bazı değişiklikler yapmıştı. Özellikle arenanın altında, hayvanların ve kölelerin barındığı alanlar ile en üst sıraya yeni oturma alanlarını Domitianus yaptırmıştır. Bu arada bazı kaynaklarda bu en üst sıraların ağırlık yapmaması için ahşaptan yapılmış olduklarına dair bilgiler var. Aşağıdaki fotoğraftaki duvarda bırakılmış boşluklar muhtemelen bu ahşap strüktürün duvarlara bağlandığı yerler olmalı...

En üst sıraların bulunduğu yer. 
Antik Yunan'da olduğu gibi Roma'da da tiyatrolarda isteyen istediği yere değil, belli bir hiyerarşiye göre oturulurdu. Bu nedenle tiyatroları gezerken oturma sıralarında sıranın kime ayrıldığına dair bir çok yazı veya işaret görürüz. Colosseum'da da bu hiyerarşi geçerli idi:

Colosseum'da kimin nerede oturmaya hakkı olduğuna dair bir çizim. En altta önde gelen kişler, en yukarıdaki ahşap tribünlerde ise, toplumsal hiyerarşinin en alt tabakası oturuyordu (Lendering, 2011).
Oval bir plana sahip Colosseum, boyutları itibari ile inşa edilmiş en büyük amfitiyatrodur. Bazı nicel bilgileri ise şöyle (web2):

Boyuna ekseni : 189 metre
Enine ekseni : 156 metre

Dış duvarların yüksekliği : 48 metre

Oturma alanı: 24.000 metrekare

Özgün çevresi : 545 metre

Oval arena alanı : 87 metre x 55 metre

Seyirci kapasitesi : 50.000 - 80.000

LAN ÇEKİL!

HAH! Oturma alanından geriye kalanlar, arena ve arenanın altında kölelerin ve hayvanların alanı. 
Dış duvar 100.000 ton traverten taşın sıvasız, metal kenetlerle birbirine bağlanmasıyla inşa edilmiştir. Bunun için 300 ton metal kenet kullanıldığı düşünülmektedir. Dış duvarın tamamı bugün ayakta değildir. Yapı bir çok depremde zarar görmüş, duvarların bir kısmı yıkılmıştır.

Dış duvarın her katı farklı stildeki mimari elemanlarla oluşturulmuştur. Zemin Antik Yunan dönemindeki Dor düzeninin bir varyasyonu olan Toskan düzeninde, birinci kat İyon ve en üst kat da Korint düzeninde idi.

Antik Yunan ve Roma'da büyük bir alanı aydınlatmak kolay olmadığı için oyunlar ve gösteriler gündüz vaktinde sergilenirdi. Dolayısıyla seyircilerin güneşten ve yağmurdan korunması gerekiyordu. Yunanlılar buna bir çözüm geliştirememekle birlikte Romalıların gemicilik tecrübelerinden yararlanarak, halatlar ve yelken bezleri ile oturma alanlarının ciddi bir kısmını örtebildikleri bilinmektedir. Aşağıdaki çizimde ve makette bu sistem görülmektedir. Ancak sistemin ahşap elemanları günümüze kalmamakla birlikte bu ahşapların cephede oturduğu konsollar hala görülebilmektedir.

Solda: Örtü sistemi (Thorpe, 2002), Sağda: Heykellerle bezenmiş cephe ve örtü sistemini taşıyan ahşap dikmeler. 
Aşağıda da örtü sistemine dair bazı tahminleri gösteren çizimler yer alıyor. En sağdaki Colosseum ama diğerleri başka amfitiyatroların örtü sistemlerine dair tahminler. Bu arada bu örtü sistemine "velarium" dendiğini de ekleyelim.

Roma dönemi amfitiyatrolarında örtü sistemlerine dair tahminler.
Ortaçağ’da Hıristiyanlıkla birlikte eski işlevlerini sürdüremez hale gelen yapının içine bir şapel, yani küçük kilise inşa edilmişti. Zamanla taşlarının başka yapılarda kullanılmak üzere taşınması ve deprem gibi doğal afetler nedeni ile oldukça hasar gören yapı buna rağmen bugün hala Roma dönemindeki ihtişamını hatırlatır nitelikte.

Aşağıda Kolezyum'un içerisindeki sergiden yapı ile ilgili müthiş çizim ve maketlerin fotoğrafları var:






Son olarak yapı hakkındaki şu harika belgeselleri şiddetle öneririm:

1- https://www.youtube.com/watch?v=aEh6W-luMKQ

2- https://www.youtube.com/watch?v=CU2AOz8sav4

Ayrıca Gladyatör filmindeki şu sahne de yapının görkemini hissetmek, özgün kullanımını görmek için çok iyidir:

https://www.youtube.com/watch?v=aQ_gLof5ifM


KAYNAKLAR:

Claudia Guerrini, 2017, Yunan Tiyatrosu, içinde: Antik Yunan, ed: Umberto Eco, Alfa.
Martin Thorpe, 2002, Roma Mimarlığı, Homer.

Jona Lenderşng, 2011, Roma, Mermer Şehir, Kitap.

web1: http://www.wikizeroo.net/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQ29sb3NzdXNfb2ZfTmVybw

web2: http://www.wikizeroo.net/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQ29sb3NzZXVt




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder